Yol Hikayeleri (41) Yüzyılın En Önemli Seçimine Doğru


                          
   29.05.2018.21.00. Yaşı 50'yi geçen Arkadaşlarım 12 Eylül 1980 İhtilali öncesini hatırlarlar. O günlerde ülkemizin nasıl gerilimli bir dönemden geçtiğini,her gün onlarca gencimizin toprağa düştüğünü,kutsal vatan topraklarımızın adeta kurtarılmış bölge gibi mahalle mahalle,sokak sokak nasıl paylaşıldığını. Bir sokaktan başka bir sokağa geçmenin ne büyük riskler taşıdığını yaşı kemale eren Arkadaşlarım hatırlarlar diye düşünüyorum. Sağda da solda da mutlaka o günlerde kavgalara katılmış,dövmüş,dayak yemiş,yaralanmış,kurşun yemiş,olmadı ihtilal sonrasında sürgün yemiş,İhtilal mahkemelerinde yargılanıp idama mahkum olmuş Arkadaşlarımız,yada tanıdıklarımız mutlaka vardır.İşte o günlerde emperyalizmin ülkemizde oluşturduğu Gladyo yapılanması karşıt görüşlü gençlerin bir araya gelip konuşmalarını bir şekilde engellemiş,her iki tarafın gençleri ihtilal mahkemeleri tarafından aynı cezaevlerine hatta aynı koğuşlara atıldıklarında ancak konuşma fırsatı bulabilmişler, ve her iki tarafta karşı tarafın ÖCÜ olmadığını o zaman anlayabilmişlerdi.
   Önümüzde yüzyılın en önemli seçimi duruyor. 24 Haziran 2018 seçimlerine giderken ortamın sürekli gerildiğini, ülkemizin adeta 12 Eylül 1980 İhtilali öncesi günlerine geri götürülmek istendiğini görüyorum. Taraflardan biri sürekli olarak karşı tarafı hainlikle suçluyor,sürekli hakaret ediyor.Doğrusunu söylemek gerekirse attığı iftiralar,yaptığı hakaretler oturduğu makama hiç yakışmıyor.
   Bizim gibi yaşı kemale ermiş olan Arkadaşlarım bu çıkışların koltuk derdinden kaynaklanan bir provokasyon olduğunu anlıyor,ancak 12 Eylül 1980 öncesini yaşamamış gençlerimiz Allah Korusun bu hezeyanlara kapılıp kendisini bir anda geri dönülmeyecek bir olayın içinde bulursa bunun vebalini kim nasıl ödeyebilir?
   Benim bildiğim beynin bittiği yerde kaba kuvvet başlar. Kutsal Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet etmiş olduğu Türk Gençliği inanıyorum ki bu hezeyanlara kapılmaz. Gençlerden tek isteğim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi"ni bol bol okumaları,tabii Nutuk'ta okunmalı. Bu arada gençlerimize küçük bir önerim de önemli bir karar vermeden önce mutlaka anne-babalarına,hülasa aile büyüklerine,bulamıyorlarsa bir büyüklerine danışmaları. En azından 12 Eylül 1980 öncesi ülkemizde bunları okuyup öğrenmeleri gelecekle ilgili doğru kararlar almalarında eminim kendilerine faydalı olur.
    Son bir kaç aydır belki 150 yıldır mali gücüyle dünyada söz sahibi olan İsrailoğulları'nı tanıtıcı kitaplara ulaşma ve okuma fırsatım oldu. Ve onları tanıdıkça dünyada bu saatten sonra barış beklemenin hayal olduğunu anladım. Türkiye'de yaşayan,Türk dostu olan,devletimin ve milletimin birliğinden yana olan başta Yahudiler olmak üzere tüm ecnebi vatandaşlarımızı tenzih ederim. Sözüm daha çok Yahudi siyasetçilere. Hepinizin bildiği gibi Yüce Allah Hristiyanlık'tan önce Musevilik dinini Hz. Musa'yla "Tevrat" kitabını göndererek Yahudilere ulaştırmıştı. M.Ö.1312 yılında indirilen Tevrat'ı İsrailoğulları kendi nefislerine göre değiştirdikleri için takriben 1300 sene sonra  doğumu milat kabul edilen Hz.İsa ile de "İncil"i Hriistiyan olmaları için yine Yahudilere gönderdi. Ancak Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim'de Yüce Allah tarafından defalarca lanetlenen Yahudiler sadece Tevrat'ı değiştirmekle kalmadılar,din adamları Hahamlar ve Hahambaşılar tarafından son 1000 yılda "Talmud İnancı" adıyla yeni bir inanç ve yeni bir kitap oluşturdular. Çoğu Yahudi bu inancı açıktan kabul etmiyor gibi görünse de bu inanca göre Yahudiler maalesef Yahudi olmayan hiç kimseyi İnsan olarak görmüyorlar,onlara göre bizler insan kılığında mahluklarız.Ayrıca bizim paramız,pulumuz,malımız,mülkümüz,her şeyimiz onlara helal, onlara ait olan hiç bir şey bize helal değil. Ayrıca içlerinde Yahudi olmayanlara karşı sürekli bir kin ve nefret var ve kendilerini sürekli olarak savaş halinde görüyorlar.İsrail'in Filistin'e yıllardır yapmış olduğu zulmü incelerseniz demek istediğim daha rahat anlaşılır.Bu yazdıklarımdan şüphede olan Arkadaşım varsa George Armstrong'un "Rothschıld Para İmparatorluğu Derin Yahudi Devleti"  kitabını,ayrıca Prof.Dr.Cemal Anadol'un "İsrail ve siyonizm kıskacında Türkiye"  kitabını okumalarını öneririm.Hatta her Türk vatandaşının bu kitapları okumasının hayati önem arz ettiğini de söyleyebilirim.
  İşte Bu Yahudiler önümüzdeki süreçte,süreç derken bir kaç yıl değil bir kaç aylık süreçte İran'a bir operasyon yapmayı planlıyorlar.Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedi olan Lozan Antlaşması'nı,dolayısıyla bizim Güneydoğu sınırlarımızı tanımayıp bu bölgede başka devlet kurma peşinde olan ABD ile birlikte.Tabii dünyanın en sinsi ve en tehlikeli devleti İngiltere'yi bu ikiliden ayrı düşünmek saflık olur.Anlaşılan o ki ABD'de, İsrail'de İran operasyonunda ülkemizi taraf olmaya zorluyorlar.Yani Türkiye ya İran'ın yanında yer alacak, ya da İsrail ile ABD'nin yanında yer alıp 2003 1 Mart Tezkeresi ile dört dörtlük veremediği desteği verecek.Tabii bu durumda asıl hedef ülke Türkiye olacak.Neden mi? Anahtarları ABD'nin elinde bulunan 90 adet nükleer bombanın İncirlik Üssü'nde olduğunu çoğu kişi biliyordur sanırım. Sadece bu gerçek bile bizim hedef ülke olmamıza yeter de artar bile.
   Yanlış bilmiyorsam bu gün ABD'de "Türkiye İsrail'e saldıracak" yalanı dolaşıyor.Bu gün ABD'yi Hristiyan Siyonist Evanjelistlerin ve yeni muhafazakar dedikleri ABD Şahini Neoconların yönettiği düşünülürse bence Amerika'da dolaşan bu yalanın altında evanjelistlerin inançlarında var olan ve adına "Armageddon Savaşı" ya da "Büyük Savaş" dedikleri İsrail Türkiye Savaşını erkene alma hesabı olabilir mi? Yahudi de oyun bitmez,eminim onlar her şeyin hesabını en küçük ayrıntısına kadar yapmışlardır. Tek korkuları bizim için "Şehadet en büyük makamdır". Endişem odur ki ABD ve İsrail İran deyip Türkiye'yi vurabilir mi.?.Şimdi ABD'nin 2003 1 Mart Tezkeresi'nde Türkiye'den, Güney ve Güneydoğu havaalanlarının yanı sıra Çorlu ve Trabzon Havaalanlarını istediği de aklıma geliyor da,"İyi ki" diyorum,"Tezkere red olmuş mecliste",yoksa şimdi ülkemizin her tarafında Coniler dolaşıyor olabilirdi.
    Görünen o ki 24 Haziran 2018 seçimlerinde her santimi şehit kanlarıyla sulanmış kutsal vatan topraklarında yaşayan seçmenimiz yapacağı tercih ile ya Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tabutuna son çiviyi çakacak, ya da tabutu parçalayarak özgürlüğüne kavuşacak.Şimdi düşünüyorum da nerdeyse sıfırdan bir devlet kurmuş Koca Atatürk geri zekalımıydı. İstese Padişahlığı devam ettiremezmiydi,istese başkanlık sistemi getiremezmiy di.? Ama ne demiş Türk Milleti için en uygun idare şekli "Cumhuriyettir."
   Ben Aziz Milletimizin ferasetinin oldukça açık olduğuna ve sandıkta en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum.En azından öyle olmasını umuyorum.Selam ve Saygılarımla.Halit Tükenmez


Share on Google Plus

About HALİTT TÜKENMEZ

0 yorum:

Yorum Gönder