Sabahattin Ali Sabahattin Ali 1907 yılında Oflu bir baba ile Bandırmalı bir anneden dünyaya gelmiştir. 1930 yılında Aydın Ortaokulu’na Almanca Öğretmeni olarak atanmış, burada çalışırken gazeteye yazdığı bir yazıdan dolayı 3 ay hapis cezası almış,Kuyucaklı Yusuf’u burada tanımıştır. 1931 yılında Atatürk’e ima yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle içeri girmiş.İhbarı Cemal Kutay’ın yaptığı iddia edilmiş. Cemal Kutay “Sabahattin Ali,tescilli bir komünist,ihbara gerek var mı?” diyor Konya’da öğretmenlik yaparken yazdığı, Hey Anavatandan ayrılmayanlar Bulanık dereler durulmuş mudur? Dinmiş mi o oluk oluk akan kanlar Büyük hedeflere varılmış mıdır? Asarlar mı hala Hakka tapanı? Mebus yaparlar mı her şaklabanı? Köylünün evinde var mı sabanı? Sıska öküzleri dirilmiş midir? Cümlesi beli der Enel Hak dese Hala tapılır mı o koca terese? İsmet gitmedi mi hala kodese? Kel Ali’nin boynu vurulmuş mudur? Koca teres kafayı bir çekince … İskender’e bile dudak bükünce Hiç hicabından beyler darılmış mıdır? Sabahattin Ali Bu şiirinde Atatürk’ü yerdiği için hapse atılmış,Cumhuriyetin 10 ncu yılında çıkan aftan yararlanarak hapisten çıkmış,tekrar devlette işe girmek isteyince “Gazinin buyruğu lazım geliyor “denince 15 Ocak 1934 tarihli “Varlık” dergisinde “ Benim Aşkım” başlıklı şiiriyle Gaziyi methedince işe alınmış. Benim Aşkım Sensin,kalbim değildir böyle göğsümde vuran, Sensin,Ülkü adıyla beynimde dim dik duran, Sensin,çeyrek asırlık günlerimi dolduran Seni çıkartsam ömrüm başlamadan bitiyor, Hem bunları anlatsam ne çıkar diziye, Hisler kambur oluyor dökülüyor yazıya Kısacası gönlüm verdim Ulu Gaziye Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor. Kuyucaklı Yusuf romanı 14 Haziran 1937’de toplatılıyor. Aile hayatı ve askerlikle (İlgili) aleyhine yazılar olduğu gerekçesiyle. Onun için sanat amaç değil,amaç yaşamaktır.İnsanca,insan gibi yaşamak. Işığa, yağmura hasret olmadan. O öncü yazardır. Ön yargılıdır. Bir gün adım anılırsa,benim meskenim dağlardır dağlar Başım dağ,saçlarım kar Benim meskenim dağlardır dağlar. Ona göre namuslu olmak pek zormuş. Bu Dünyada gönlüne karşı gelen babayiği çıkmamıştır. Antiemperyalisttir. Türkiye 12 Haziran 1944’te Amerikan Yörüngesine girince 3 kesim düşman ilan edilmiş. Turancılar, Mürteciler ve Komünistler. Sabahattin Ali’de komünist olduğu için hep başı eğilmiş. Rahat durması için İnönü ona milletvekilliği bile teklif etmiştir. Nihal Atsız 1944’te Sabahattin Ali’yi Başbakan Saraçoğlu’na “Türk Milleti’nin parasıyla rahat rahat yaşarken devleti ve milleti aşağılıyor.” Diye şikayet eder. Memleketinde gördüğü sıkı takipten yılar,Türkiye’den Bulgaristan’a kaçmayı planlar. O zaman Hasan Saka başbakandı. 16 Ocak 1949 tarihli Cumhuriyet Gazetesi muhabirinin verdiği habere göre Sabahattin Ali öldürüldüğü yeri ve katilini garip tesadüfler neticesinde bizzat çağırmıştır. Cesedin kopmuş ayaklarında bulunan renkli yün çorapları Urfa’da Sabahattin Ali’nin ayağında görenler vardır. Katil Ali Ertekin 1945 yılında bir silah kaçakçılığı yüzünden hudut civarındaki polis tarafından nezaret altına alındığı sırada ordudan firar ettiği ve bir müddet Bulgaristan’da dolaştıktan sonra tekrar kaçak olarak Türkiye’ye geldiği evvelce yazılmıştı.Hudutta yakalandığında onun bir Rus Casusu olarak şüphelenildiği İstanbul Sıkı Yönetim Mahkemesince yargılanarak 6 aya mahkum edildiği de artık malumdur. Cezaevinden çıktıktan sonra bir müddet işsiz gezen katil cezaevinde tanıştığı komünistlikten mahkum Berber Hasan’la münasebet kurmuştur. Kendine buz fabrikasında bir iş bulan Hasan Şubat 1948 de Aliye Osman ve İbrahim isimli 2 Türk komünistini Bulgaristan’a kaçırmayı teklif etmiş, 18 Mart 1948’de Ali bunları Demirköy bölgesinden Bulgaristan’a kaçırmıştır. Bu işteki başarısı üzerine şebekeye dahil olmuştur. Devlet Sabahattin Ali’yi öldürtmek üzere katil Ali Ertekin’i bulmuştur.Ali Ertekin ifadesinde “Sabahattin Ali,ifadesinde bana Rusya’ya gideceğim,rejimi devireceğim dedi.Ben de onu öldürdüm.” Demiştir. Ama gerçekte katil o değildir.Sabahattin Ali’yi yurt dışına kaçarken istihbaratçı eski başbakanlardan Nihat Erim’in ihbar ettiği söylenir.Ali Ertekin kaçakçı,ordudan atılmış bir astsubaydır.Geçimini yurt dışına adam kaçırmakla sağlar.Aynı zamanda Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti adına ajanlık yapmaktadır. Sabahattin Ali’nin işkence sonucu öldüğü otopsi raporundan anlaşılmıştır. Sabahattin Ali’nin cesedi aylar sonra Istranca Dağları’nda bir ormanda bulunmuştur. Otopsiden sonra Sabahattin Ali’nin kemikleri kaybolur. Bella Eskanezi (Sabahattin Ali’nin sanatçı arkadaşı,Orhan Veli’ye “Sere Serpe” şiirini yazdıran güzel) Sabahattin Ali yurttan kaçmaya teşebbüsten evvel Bella Eskanezi’nin de görüşünü almak ister.Randevulaşıp buluşurlar.Sabahattin Ali Bulgaristan’a kaçmak istediğini söyler.Bella “Kaçma.MİT seni devamlı takip ediyor.Kaçamadan öldürürler.” Der. Sabahattin Ali “Kaçamazsam da hapse atarlar, kaçmam lazım.”deyince Bella,”Kaçmaya kalkarsan da vururlar.” Der. Sabahattin Ali 3 arkadaşıyla kaçar ve Kırklareli’nde öldürülür. Ölüm haberini Bella’ya MİT getirir.Arkadaşının morgta olduğunu söyler,teşhis etmesini ister. Sabahattin Ali KuyucaklıYusuf’la 1930 yılında Aydın Damında hapis yatarken tanışır. Onun hayat öyküsü hoşuna gider.”Bu çopur delikanlının hayat hikayesini romanlaştıracağım.” Der.”Kuyucaklı Yusuf” romanını tam 7 yılda gerçekleştirebilir. Abdullah Kırkık


                                          Sabahattin Ali
    Sabahattin Ali  1907 yılında Oflu bir baba ile Bandırmalı bir anneden dünyaya gelmiştir.
   1930 yılında Aydın Ortaokulu’na Almanca Öğretmeni olarak atanmış, burada çalışırken gazeteye yazdığı bir yazıdan dolayı 3 ay hapis cezası almış,Kuyucaklı Yusuf’u burada tanımıştır.
    1931 yılında Atatürk’e ima yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle içeri girmiş.İhbarı Cemal Kutay’ın yaptığı iddia edilmiş. Cemal Kutay “Sabahattin Ali,tescilli bir komünist,ihbara gerek var mı?” diyor
    Konya’da öğretmenlik yaparken yazdığı,
Hey Anavatandan ayrılmayanlar
Bulanık dereler durulmuş mudur?
Dinmiş mi o oluk oluk akan kanlar
Büyük hedeflere varılmış mıdır?
      Asarlar mı hala Hakka tapanı?
      Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
      Köylünün evinde var mı sabanı?
      Sıska öküzleri dirilmiş midir?
Cümlesi beli der Enel Hak dese
Hala tapılır mı  o koca terese?
İsmet gitmedi mi hala kodese?
Kel Ali’nin boynu vurulmuş mudur?
      Koca teres kafayı bir çekince
    
      İskender’e bile dudak bükünce
      Hiç hicabından beyler darılmış mıdır?
                                                 Sabahattin Ali
  Bu şiirinde Atatürk’ü yerdiği için hapse atılmış,Cumhuriyetin 10 ncu yılında çıkan aftan yararlanarak hapisten çıkmış,tekrar devlette işe girmek isteyince “Gazinin buyruğu lazım geliyor “denince 15 Ocak 1934 tarihli “Varlık” dergisinde    Benim Aşkım” başlıklı şiiriyle Gaziyi methedince işe alınmış.
                                    Benim Aşkım
Sensin,kalbim değildir böyle göğsümde vuran,
Sensin,Ülkü adıyla beynimde dim dik duran,
Sensin,çeyrek asırlık günlerimi dolduran
Seni çıkartsam ömrüm başlamadan bitiyor,
Hem bunları anlatsam ne çıkar diziye,
Hisler kambur oluyor dökülüyor yazıya
Kısacası gönlüm verdim Ulu Gaziye
Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor.
   Kuyucaklı Yusuf romanı 14 Haziran 1937’de toplatılıyor. Aile hayatı ve askerlikle (İlgili) aleyhine yazılar olduğu gerekçesiyle.
    Onun için sanat amaç değil,amaç yaşamaktır.İnsanca,insan gibi yaşamak. Işığa, yağmura hasret olmadan. O öncü yazardır. Ön yargılıdır.
            Bir gün adım anılırsa,benim meskenim dağlardır dağlar
           Başım dağ,saçlarım kar
           Benim meskenim dağlardır dağlar.
 Ona göre namuslu olmak pek zormuş. Bu Dünyada gönlüne karşı gelen babayiği çıkmamıştır. Antiemperyalisttir. Türkiye 12 Haziran 1944’te Amerikan Yörüngesine girince 3 kesim düşman ilan edilmiş. Turancılar, Mürteciler ve Komünistler. Sabahattin Ali’de komünist olduğu için hep başı eğilmiş. Rahat durması için İnönü ona milletvekilliği bile teklif etmiştir.
     Nihal Atsız 1944’te Sabahattin Ali’yi Başbakan Saraçoğlu’na “Türk Milleti’nin parasıyla rahat rahat yaşarken devleti ve milleti aşağılıyor.” Diye şikayet eder.
     Memleketinde gördüğü sıkı takipten yılar,Türkiye’den Bulgaristan’a kaçmayı planlar. O zaman Hasan Saka başbakandı. 16 Ocak 1949 tarihli Cumhuriyet Gazetesi muhabirinin verdiği habere göre Sabahattin Ali öldürüldüğü yeri ve katilini garip tesadüfler neticesinde bizzat çağırmıştır.
   Cesedin kopmuş ayaklarında bulunan renkli yün çorapları Urfa’da Sabahattin Ali’nin ayağında görenler vardır.
    Katil Ali Ertekin 1945 yılında bir silah kaçakçılığı yüzünden hudut civarındaki polis tarafından nezaret altına alındığı sırada ordudan firar ettiği ve bir müddet Bulgaristan’da dolaştıktan sonra tekrar kaçak olarak Türkiye’ye geldiği evvelce yazılmıştı.Hudutta yakalandığında onun bir Rus Casusu olarak şüphelenildiği İstanbul Sıkı Yönetim Mahkemesince yargılanarak 6 aya mahkum edildiği de artık malumdur.
    Cezaevinden çıktıktan sonra bir müddet işsiz gezen katil cezaevinde tanıştığı komünistlikten mahkum Berber Hasan’la münasebet kurmuştur. Kendine buz fabrikasında bir iş bulan Hasan Şubat 1948 de Aliye Osman ve İbrahim isimli  2 Türk komünistini Bulgaristan’a kaçırmayı teklif etmiş, 18 Mart 1948’de Ali bunları Demirköy bölgesinden Bulgaristan’a kaçırmıştır. Bu işteki başarısı üzerine şebekeye dahil olmuştur.
     Devlet Sabahattin Ali’yi öldürtmek üzere katil Ali Ertekin’i bulmuştur.Ali Ertekin ifadesinde “Sabahattin Ali,ifadesinde bana Rusya’ya gideceğim,rejimi devireceğim dedi.Ben de onu öldürdüm.” Demiştir. Ama gerçekte katil o değildir.Sabahattin Ali’yi yurt dışına kaçarken istihbaratçı eski başbakanlardan Nihat Erim’in ihbar ettiği söylenir.Ali Ertekin kaçakçı,ordudan atılmış bir astsubaydır.Geçimini yurt dışına adam kaçırmakla sağlar.Aynı zamanda Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti adına ajanlık yapmaktadır.
     Sabahattin Ali’nin işkence sonucu öldüğü otopsi raporundan anlaşılmıştır.
     Sabahattin Ali’nin cesedi aylar sonra Istranca Dağları’nda bir ormanda bulunmuştur. Otopsiden sonra Sabahattin Ali’nin kemikleri kaybolur.
      Bella Eskanezi (Sabahattin Ali’nin sanatçı arkadaşı,Orhan Veli’ye “Sere Serpe” şiirini yazdıran güzel) Sabahattin Ali yurttan kaçmaya teşebbüsten evvel Bella Eskanezi’nin de görüşünü almak ister.Randevulaşıp buluşurlar.Sabahattin Ali Bulgaristan’a kaçmak istediğini söyler.Bella “Kaçma.MİT seni devamlı takip ediyor.Kaçamadan öldürürler.” Der. Sabahattin Ali “Kaçamazsam da hapse  atarlar, kaçmam lazım.”deyince Bella,”Kaçmaya kalkarsan da vururlar.” Der. Sabahattin Ali 3 arkadaşıyla kaçar ve Kırklareli’nde öldürülür. Ölüm haberini Bella’ya MİT getirir.Arkadaşının morgta olduğunu söyler,teşhis etmesini ister.
    Sabahattin Ali KuyucaklıYusuf’la 1930 yılında Aydın Damında hapis yatarken tanışır.     Onun hayat öyküsü hoşuna gider.”Bu çopur delikanlının hayat hikayesini romanlaştıracağım.” Der.”Kuyucaklı Yusuf” romanını tam 7 yılda gerçekleştirebilir.
                                                                                                        Abdullah Kırkık



Share on Google Plus

About HALİTT TÜKENMEZ

0 yorum:

Yorum Gönder