Yol Hikayeleri (45) Ayrışmaya Değil,Birleşmeye İhtiyacımız Var!..

      
       Sümerler,Etiler,Etrüskler olarak binlerce yıldır Anadolu’da olmamıza rağmen bin yıl önce Anadolu’yu işgal edip topraklarını ellerinden aldığımızı iddia ederek Anadolu’yu elimizden almaya çalışan Yunanistan Ege’de bize ait adalarımızı işgal etmiş,son dönem karasularını 6 milden 12 mile çıkarmış,güneyimizde sözde Kürdistan,aslında Büyük İsrail devletinin ilk parçası Kuzey Irak’ta yıllar önce Solomon Barazani’nin torunu,Mesut Barzani tarafından kurulmuş,ikinci parçanın Suriye’nin kuzeyinde kurulması için biz dahil ABD,Rusya tüm emperyalist ülkeler “Güvenli Bölge” oyalamacasıyla ellerinden geleni yapıyorken,bizlerin yani Türkiye’de yaşayan ve Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünü savunan herkesin politikacıların oy kapma hevesi ile sürekli körüklediği ayrışmadan uzak durması,”Birlikte rahmet,ayrılıkta azap vardır.” Hadisi Şerifi doğrultusunda, kendi arasında hoş görüyü geliştirerek birliğimizi ve bütünlüğümüzü korumaya devam etmemiz gerekiyor.
  Hatırlanacağı üzere daha önce 1991 yılında Irak Savaşında da ABD Kuzey Irak’ta güvenli bölge oluşturmuş, ve bu güvenli bölge Peşmergelerin kontrolünde adeta yeni bir devlet kurulmasına neden olmuştu. Hatta Peşmerge Barzani geçen dönemde tek başına karar alarak,kimseyi dinlemeden tam bağımsızlık referandumu yapmıştı.Oysa Pentagon’da sözde Büyük Kürdistan haritasını hazırlayanlar Irak’ın kuzeyi ile birlikte,Suriye’nin kuzeyi,Türkiye’nin güneydoğusu ve İran’ın Kuzeybatısından koparacakları topraklarla birlikte ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı diyerek (Self Determination) hepsine birden referandum yaptırmayı planlıyorlardı.Barzani referandum için çok aceleci davrandı.
    İşte bu yüzden Suriye bölünürse sıra Türkiye’ye gelecek, bizim ülkemizi de bölmeye çalışacaklar. Zira BOP tıkır tıkır işliyor. Bu güne kadar BOP’un mimarı olan ABD ya da İsrail’den BOP’tan vazgeçtiklerine dair bir haber aldınızmı, almadınız tabii. Hal böyle iken basın mensuplarının tespiti ,günde ortalama 15 yalan söyleyen aynı zamanda bir Evangelist yani Yahudisever olan ABD Başkanından İslam Dünyası’nın hayrına bir şey beklemek saflık olur diye düşünüyorum. Bildiğiniz gibi bir Pentagon projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) 22 İslam ülkesinin sınırlarını değiştirmeyi, daha doğrusu bölmeyi hedefliyordu. Suriye’de son perde Güvenli Bölge konusu üzerinde çalışılıyor. Ülkemizin güneyinde 20 mil derinliğinde, yani 32 km içeriye kadar bir güvenli bölge oluşturulması için çalışmalara başladılar. Aynı şeyi yıllar önce Irak’ta da yapmışlardı, şimdi “Türkiye’ye bir Kürt Kedisi bile vermem” diyen, Barzani’nin hüküm sürdüğü bölgede.
    Neticede “Güvenli Bölge” operasyonları sonunda korkarım Kuzey Suriye’de de bir PKK devleti kurulacak. Adamlar 20 bin tır silahı boşuna mı getirip yığdılar güney sınırımıza. Askeri uzmanlar 1 tır silahla 200 kişinin teçhizatlandırılabildiğini söylüyorlar. Bu hesaba göre ABD’nin Kuzeydoğu Suriye’de PKK-PYD-YPG güçlerine teslim ettiği silah gücü takriben 4 milyon kişilik bir silah gücü oluşturabilir. Hani diyorlar ya 50-60 bin kişiyi eğitip donatıyoruz, yersek tabii. ABD buraya bir PKK devleti kurmak için gelmediyse ve BOP tıkır tıkır çalışmıyorsa koca bir orduyu donatacak silahı niye getirip sınırımıza yığdı.
    Neticede Arkadaşlar bu güne kadar Suriye konusunda uygulamış olduğumuz “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması” konusundaki politikamızı “Güvenlikli Bölge” bahanesiyle değiştirirsek, ayrıca Esad Yönetimi ile ilişkilerimizi normale döndürmezsek göz göre göre Suriye bölünecek,ve sıra her ne kadar İran gibi gösterilmeye çalışılsa da bize gelecek. Her zaman söylediğimiz gibi dördü de Müslüman olan Türkiye, Suriye,İran ve Irak en azından hadisi şerif doğrultusunda bir araya gelme becerisini gösterebilse ne Trump ülkemizi ekonomik savaşla tehdit edebilir,ne de Suriye’de güvenlikli bölge konusunda Rusya Türkiye’nin de haklarını korumak zorunda kalabilir.Çünkü bu 4 ülke bir araya gelebilse ne ABD ne Rusya,ne Almanya,ne de Fransa’nın,ne Suudilerin ne de BAE’nin bu bölgede işleri yok.Zaten küçük kıyamet söz konusu “Güvenlikli Bölge”de kontrolun kimde kalacağı konusunda çıkacak. Rusya ABD’nin boşalttığı bölgelere Rejim güçlerinin yerleşmesini istiyor.Biz kendi askerimiz yerleşsin istiyoruz.ABD Arap Natosu dedikleri bize çokta dost olmayan unsurların yerleşmesini istiyor. Neticede Arkadaşlar Yahudi tezgahını kuruyor,Araplar Müslüman,biz Müslüman.Yarın aramızda çatışma çıkarıp sonrada karşıdan ellerini oğuşturarak bizlere gülecekler.
   İşte tamda burada daha önce yazdım ama unutulmaması açısından tekrar yazmakta fayda görüyorum. 1991 Körfez Savaşı sırasında Kuveyt’i Saddam Hüseyin’den kurtaran ABD’nin bir albayı Kuveyt’te bir otel odasında gazetecileri toplar,duvarda Pentagon tarafından hazırlanan Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyi,Türkiye’nin Güneydoğu’su,İran’ın kuzeybatısından koparılmış topraklardan oluşan malum sözde Kürdistan haritası. Albay önümüzdeki dönemde bu haritanın hayata geçeceğini anlatıyor.Türkiye’den Gazeteci Güneri Civaoğlu’nun da katılmış olduğu bu toplantıda bir gazeteci soruyor Albaya;”Türkiye bu haritaya toprak vermek istemezse,ne olacak.?” Diyor. Albay cevap veriyor Arkadaşlar; “O zaman Türkiye savaşmak zorunda kalacak.” Adamlar her türlü melaneti yapıyorlar, yapmadan 28-30 sene önceden söylüyorlar Arkadaşlar. İşte bu yüzden söylüyorum politikacılar ne söylerse söylesin, biz millet olarak kendi aramızda çıkarılmak istenen fitnelere kulak tıkayıp 100 yıl önce olduğu gibi birlik ve bütünlüğümüzü korumak zorundayız. Dünyanın kalbinde yaşamanın bedeli var Arkadaşlar, ancak birlik ve bütünlüğümüzü koruyarak yedi düvele karşı verilecek yeni bir Kurtuluş Savaşını  kazanabiliriz.
    Milli Şairimiz Rahmetli Mehmet Akif Ersoy demiş ya hani “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” Demiş. Korkarım biz bu sefer daha büyük bir destan yazmak zorunda kalacağız, bu politikalar devam ettiği sürece. Ama bu sefer bir Atatürk yok önümüzde önderlik yapacak, yani herkes kendi önderi olmak zorunda. bİliyorum ki bu yazdıklarım bir  çok arkadaşıma komplo teorisi gibi geliyor. İnşallah yanılan ben olurum ama etrafımızda olup bitenlere bakınca daha iyimser bir tablo çizemiyorum maalesef. Çünkü biz rahatına çok düşkün bir toplum haline geldik. Oysa bu gün özgürce dolaşabildiğimiz bu topraklar kolay kazanılmadı. Bir büyüğüm anlatmıştı,bir dönem bölgemizde sabah kahvaltısında zeytini bütün ısırmak bile israf sayılırmış. Düşünebiliyormusunuz  öyle tutumlu bir neslin çocuklarıyız ki bir zeytini 3 lokmada ısırmak gerekiyormuş. Şimdilerde biz yemek beğenmiyoruz. İnanın kahvaltıda zeytini bütün ısırınca aklıma eskiler geliyor böyle.
   Nedense ülkemiz etrafında aleyhimize çevrilen dolapları saymakla bitmiyor. Bizimkilerin çok sevdiği Filistin, İsrail, Mısır, Yunanistan,Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,İtalya ve Ürdün ile bir olmuş Doğu Akdenizde Gaz çıkarmak için Kahire’de anlaşma imzalamışlar. Düşünün İsrail ile Filistin aynı forumda bir araya geliyorlar. Bizde Filistin için İsrail’e kafa tutuyorduk.
    Aslında  geçtiğimiz haftalarda Akillerden Kadir İnanır’ın da katılmış olduğu Oslo görüşmelerinin (https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/11/26/akil-insanlar-heyeti-uyeleri-cozum-surecini-degerlendirdi/)  önümüzdeki yerel seçimlerden sonra PKK ile ya da yan kuruluşları ile yeni bir açılım süreci olarak karşımıza çıkmasından ve  geçtiğimiz haftalarda iktidar kanadından bir grup milletvekilinin Almanya’ya eyalet sistemini incelemeye gitmesiyle yine yerel seçimlerden sonra üniter yapımızın eyalet sistemine dönüştürülmesi konusunda çalışmalar yapılacakmış gibi kafamda soru işaretleri var. Ne yazık ki iktidar kanadından hiç kimse bunların olmayacağı konusunda bir açıklama yapmıyor.
    Selam ve Saygılarımla.Halit Tükenmez








    
Share on Google Plus

About HALİTT TÜKENMEZ

0 yorum:

Yorum Gönder