Sümerler,Etiler,Etrüskler olarak binlerce
yıldır Anadolu’da olmamıza rağmen bin yıl önce Anadolu’yu işgal edip
topraklarını ellerinden aldığımızı iddia ederek Anadolu’yu elimizden almaya
çalışan Yunanistan Ege’de bize ait adalarımızı işgal etmiş,son dönem
karasularını 6 milden 12 mile çıkarmış,güneyimizde sözde Kürdistan,aslında
Büyük İsrail devletinin ilk parçası Kuzey Irak’ta yıllar önce Solomon
Barazani’nin torunu,Mesut Barzani tarafından kurulmuş,ikinci parçanın
Suriye’nin kuzeyinde kurulması için biz dahil ABD,Rusya tüm emperyalist ülkeler
“Güvenli Bölge” oyalamacasıyla ellerinden geleni yapıyorken,bizlerin yani
Türkiye’de yaşayan ve Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünü savunan herkesin
politikacıların oy kapma hevesi ile sürekli körüklediği ayrışmadan uzak
durması,”Birlikte rahmet,ayrılıkta azap vardır.” Hadisi Şerifi doğrultusunda, kendi
arasında hoş görüyü geliştirerek birliğimizi ve bütünlüğümüzü korumaya devam
etmemiz gerekiyor.
Hatırlanacağı
üzere daha önce 1991 yılında Irak Savaşında da ABD Kuzey Irak’ta güvenli bölge
oluşturmuş, ve bu güvenli bölge Peşmergelerin kontrolünde adeta yeni bir devlet
kurulmasına neden olmuştu. Hatta Peşmerge Barzani geçen dönemde tek başına
karar alarak,kimseyi dinlemeden tam bağımsızlık referandumu yapmıştı.Oysa
Pentagon’da sözde Büyük Kürdistan haritasını hazırlayanlar Irak’ın kuzeyi ile
birlikte,Suriye’nin kuzeyi,Türkiye’nin güneydoğusu ve İran’ın Kuzeybatısından
koparacakları topraklarla birlikte ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı
diyerek (Self Determination) hepsine birden referandum yaptırmayı
planlıyorlardı.Barzani referandum için çok aceleci davrandı.
İşte bu yüzden
Suriye bölünürse sıra Türkiye’ye gelecek, bizim ülkemizi de bölmeye
çalışacaklar. Zira BOP tıkır tıkır işliyor. Bu güne kadar BOP’un mimarı olan
ABD ya da İsrail’den BOP’tan vazgeçtiklerine dair bir haber aldınızmı, almadınız
tabii. Hal böyle iken basın mensuplarının tespiti ,günde ortalama 15 yalan
söyleyen aynı zamanda bir Evangelist yani Yahudisever olan ABD Başkanından
İslam Dünyası’nın hayrına bir şey beklemek saflık olur diye düşünüyorum.
Bildiğiniz gibi bir Pentagon projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) 22 İslam
ülkesinin sınırlarını değiştirmeyi, daha doğrusu bölmeyi hedefliyordu.
Suriye’de son perde Güvenli Bölge konusu üzerinde çalışılıyor. Ülkemizin
güneyinde 20 mil derinliğinde, yani 32 km içeriye kadar bir güvenli bölge
oluşturulması için çalışmalara başladılar. Aynı şeyi yıllar önce Irak’ta da yapmışlardı,
şimdi “Türkiye’ye bir Kürt Kedisi bile vermem” diyen, Barzani’nin hüküm sürdüğü
bölgede.
Neticede
“Güvenli Bölge” operasyonları sonunda korkarım Kuzey Suriye’de de bir PKK
devleti kurulacak. Adamlar 20 bin tır silahı boşuna mı getirip yığdılar güney
sınırımıza. Askeri uzmanlar 1 tır silahla 200 kişinin
teçhizatlandırılabildiğini söylüyorlar. Bu hesaba göre ABD’nin Kuzeydoğu
Suriye’de PKK-PYD-YPG güçlerine teslim ettiği silah gücü takriben 4 milyon
kişilik bir silah gücü oluşturabilir. Hani diyorlar ya 50-60 bin kişiyi eğitip
donatıyoruz, yersek tabii. ABD buraya bir PKK devleti kurmak için gelmediyse ve
BOP tıkır tıkır çalışmıyorsa koca bir orduyu donatacak silahı niye getirip
sınırımıza yığdı.
Neticede
Arkadaşlar bu güne kadar Suriye konusunda uygulamış olduğumuz “Suriye’nin
toprak bütünlüğünün korunması” konusundaki politikamızı “Güvenlikli Bölge”
bahanesiyle değiştirirsek, ayrıca Esad Yönetimi ile ilişkilerimizi normale
döndürmezsek göz göre göre Suriye bölünecek,ve sıra her ne kadar İran gibi
gösterilmeye çalışılsa da bize gelecek. Her zaman söylediğimiz gibi dördü de
Müslüman olan Türkiye, Suriye,İran ve Irak en azından hadisi şerif
doğrultusunda bir araya gelme becerisini gösterebilse ne Trump ülkemizi
ekonomik savaşla tehdit edebilir,ne de Suriye’de güvenlikli bölge konusunda
Rusya Türkiye’nin de haklarını korumak zorunda kalabilir.Çünkü bu 4 ülke bir
araya gelebilse ne ABD ne Rusya,ne Almanya,ne de Fransa’nın,ne Suudilerin ne de
BAE’nin bu bölgede işleri yok.Zaten küçük kıyamet söz konusu “Güvenlikli
Bölge”de kontrolun kimde kalacağı konusunda çıkacak. Rusya ABD’nin boşalttığı
bölgelere Rejim güçlerinin yerleşmesini istiyor.Biz kendi askerimiz yerleşsin
istiyoruz.ABD Arap Natosu dedikleri bize çokta dost olmayan unsurların
yerleşmesini istiyor. Neticede Arkadaşlar Yahudi tezgahını kuruyor,Araplar
Müslüman,biz Müslüman.Yarın aramızda çatışma çıkarıp sonrada karşıdan ellerini
oğuşturarak bizlere gülecekler.
İşte tamda
burada daha önce yazdım ama unutulmaması açısından tekrar yazmakta fayda
görüyorum. 1991 Körfez Savaşı sırasında Kuveyt’i Saddam Hüseyin’den kurtaran
ABD’nin bir albayı Kuveyt’te bir otel odasında gazetecileri toplar,duvarda
Pentagon tarafından hazırlanan Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyi,Türkiye’nin
Güneydoğu’su,İran’ın kuzeybatısından koparılmış topraklardan oluşan malum sözde
Kürdistan haritası. Albay önümüzdeki dönemde bu haritanın hayata geçeceğini
anlatıyor.Türkiye’den Gazeteci Güneri Civaoğlu’nun da katılmış olduğu bu
toplantıda bir gazeteci soruyor Albaya;”Türkiye bu haritaya toprak vermek
istemezse,ne olacak.?” Diyor. Albay cevap veriyor Arkadaşlar; “O zaman Türkiye
savaşmak zorunda kalacak.” Adamlar her türlü melaneti yapıyorlar, yapmadan
28-30 sene önceden söylüyorlar Arkadaşlar. İşte bu yüzden söylüyorum
politikacılar ne söylerse söylesin, biz millet olarak kendi aramızda çıkarılmak
istenen fitnelere kulak tıkayıp 100 yıl önce olduğu gibi birlik ve bütünlüğümüzü
korumak zorundayız. Dünyanın kalbinde yaşamanın bedeli var Arkadaşlar, ancak
birlik ve bütünlüğümüzü koruyarak yedi düvele karşı verilecek yeni bir Kurtuluş
Savaşını kazanabiliriz.
Milli Şairimiz
Rahmetli Mehmet Akif Ersoy demiş ya hani “Allah bu millete bir daha İstiklal
Marşı yazdırmasın.” Demiş. Korkarım biz bu sefer daha büyük bir destan yazmak
zorunda kalacağız, bu politikalar devam ettiği sürece. Ama bu sefer bir Atatürk
yok önümüzde önderlik yapacak, yani herkes kendi önderi olmak zorunda.
bİliyorum ki bu yazdıklarım bir çok
arkadaşıma komplo teorisi gibi geliyor. İnşallah yanılan ben olurum ama
etrafımızda olup bitenlere bakınca daha iyimser bir tablo çizemiyorum maalesef.
Çünkü biz rahatına çok düşkün bir toplum haline geldik. Oysa bu gün özgürce
dolaşabildiğimiz bu topraklar kolay kazanılmadı. Bir büyüğüm anlatmıştı,bir
dönem bölgemizde sabah kahvaltısında zeytini bütün ısırmak bile israf
sayılırmış. Düşünebiliyormusunuz öyle
tutumlu bir neslin çocuklarıyız ki bir zeytini 3 lokmada ısırmak gerekiyormuş. Şimdilerde
biz yemek beğenmiyoruz. İnanın kahvaltıda zeytini bütün ısırınca aklıma eskiler
geliyor böyle.
Nedense ülkemiz
etrafında aleyhimize çevrilen dolapları saymakla bitmiyor. Bizimkilerin çok
sevdiği Filistin, İsrail, Mısır, Yunanistan,Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,İtalya ve
Ürdün ile bir olmuş Doğu Akdenizde Gaz çıkarmak için Kahire’de anlaşma
imzalamışlar. Düşünün İsrail ile Filistin aynı forumda bir araya geliyorlar.
Bizde Filistin için İsrail’e kafa tutuyorduk.
Aslında geçtiğimiz haftalarda Akillerden Kadir
İnanır’ın da katılmış olduğu Oslo görüşmelerinin (https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/11/26/akil-insanlar-heyeti-uyeleri-cozum-surecini-degerlendirdi/) önümüzdeki yerel seçimlerden sonra PKK ile ya
da yan kuruluşları ile yeni bir açılım süreci olarak karşımıza çıkmasından
ve geçtiğimiz haftalarda iktidar
kanadından bir grup milletvekilinin Almanya’ya eyalet sistemini incelemeye
gitmesiyle yine yerel seçimlerden sonra üniter yapımızın eyalet sistemine
dönüştürülmesi konusunda çalışmalar yapılacakmış gibi kafamda soru işaretleri
var. Ne yazık ki iktidar kanadından hiç kimse bunların olmayacağı konusunda bir
açıklama yapmıyor.
Selam ve
Saygılarımla.Halit Tükenmez
0 yorum:
Yorum Gönder