Yol Hikayeleri (42) Yeni Kurtuluş Savaşımı Verilecek?


                  
   20.06.2018.21.21. 2007 Seçimleri idi. Seçimlerden 2 ay önce Yeniçağ Televizyonuna İstanbul'dan "Yurttaşlık Hareketi" isimli bir derneğin genel başkanı bir bayan katıldı canlı yayında. İsmini hatırlamam mümkün değil,ancak hanımefendinin canlı yayında söylediklerini unutmak mümkün değil. Sanırım eğitim konusu tartışılıyordu o sıralar.Hanımefendi dedi ki; "1946 yılında Türkiye'de Milli Eğitimi yönlendiren 8 kişilik bir kurul oluşturuldu.Kurulun 4 kişisi bizim Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarından,4 kişisi ise Amerikan Büyükelçiliği memurlarından.Siz zannediyormusunuz bu kurulun başında bizim Milli Eğitim Bakanımız var.?Maalesef ülkemizde Milli Eğitimi yönlendiren 8 kişilik kurulun başında Amerikan Büyükelçisi var." Tüylerim diken diken olmuştu.Bekledim bir kaç hafta acaba bu haberi tekzip eden yalanlayan olur mu diye.Maalesef Yurttaşlık Hareketi Derneği Genel Başkanı'nın 2007 Seçimlerine 2 ay kala Yeniçağ televizyonu canlı yayınında Milli Eğitimimizle ilgili söylemiş olduğu cümleleri yalanlayan çıkmadı.
   Aradan yıllar geçti Eğitim sistemimiz 8 yıllık ilköğretimden 4+4+4 sistemine geçtiğinde basında yazılıp çizildi ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone istedi öyle geçtik 4+4+4'e  diye.
   19 Haziran 2018 tarihinde Üstad Yılmaz Dikbaş'ın sayfasında yayınlamış olduğu yazıdan anlıyoruz ki söz konusu kurulun ismi Fullbrıght Komisyonu ve Dikbaş'ın yazdıklarından söz konusu komisyonun 1949 yılında kurulduğunu öğreniyoruz.Dikbaş,ilkokul birinci sınıftan lise son sınıfa kadar ders müfredatımızı ABD belirliyormuş.Ayrıca okullarımızda Sokrates Programı uygulanıyormuş ne demekse.
  Neticede aziz dostlar bir ülkede kalkınmanın temeli olan eğitim programlarımız bir yabancı ülke tarafından belirleniyor.Müslüman Türkler bir an önce bu iç karartıcı durumdan kurtulmak zorundadır.Ne pahasına olursa olsun.
    Geçtik maalesef Türk Çiftçisi olarak istediğimiz ürünü istediğimiz kadar üretemiyoruz.Zira Avrupa Birliğine gireceğiz hayalleri uğruna Avrupa Birliği tüm tarım ürünlerimize kota getirmiş ve bizimkilerde kotaları uygulayacaklarına söz vermişler.Sözden ziyade konu yazılı anlaşmalara bağlanmış.Sizlerinde bildiği gibi arkadaşlar biz bağımsızlığımızı Brüksel'e teslim etmeden,ayrıca İslam dininden vazgeçip Hristiyanlığı kabul etmeden Avrupa Birliğine girmemiz mümkün değil.Adamlar kaç sefer söylediler "Avrupa Birliği,Hristiyan Kulübüdür" diye.Bence Avrupa Birliği'nin insanları için uyguladığı sosyal sorumluluk projelerini biz burada kendi insanımız için uygulamalıyız.Avrupa Birliği kapansın,biz komşularımızla yeni bir birlik oluşturalım bence.
   13 Aralık 1983 yılında hükümet olan Merhum Turgut Özal'a Amerika çok kesin bir emir vermiş.;"Sanayi yatırımı yapmayacaksın,fabrika kurmayacaksın,devlet elini üretimden çekecek."19 Haziran tarihli Üstad Yılmaz Dikbaş'ın yazdıklarından anladığımız bu.O tarihten sonra gelen tüm hükümetler bu yasağa uydu.
    Neticede arkadaşlar bizim önce  tam bağımsız bir politika uygulamamız gerekiyor.
   Rahmetli Mehmet Akif Ersoy "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın." demiş ama korkarım biz yeni bir İstiklal Marşı yazdırmasak ta yeni bir kurtuluş savaşı vermek zorunda kalabiliriz.Bu işin sağı solu yok arkadaşlar,burada maalesef "Vatan" söz konusu.Bağımsızlığımız söz konusu.Ülkemize Kuvayı Milliye hükümeti lazım. Yeni bir hükümet,ayrıca halka karşı samimi ve şeffaf bir hükümet lazım bize.Bence Türk Halkı seçimlerden sonra verilecek ekonomik mücadelede gerçekten şeffaf devletin kaynaklarının nerede harcandığının  şeffaf bir şekilde takip edilebildiği bir hükümet sistemi oluştuğunda her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır.Kurtuluş savaşının başında Ulu Önder Atatürk'ün söylediği gibi "Milletin istiklalini,yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır."
    Tabii bu arada asıl sorun 24 Haziran 2018 Seçimlerinden sonra ABD ve İsrail'in İran için tasarlamış olduğu İran Operasyonunda Mehmetçiği kullanmak istemesi.Zira Soros diyorki;"Türkiye'nin tek ihraç malı Türk Askeridir." Aziz dostlar belki afaki gelebilir bu tespitler ancak İsrail'in güvenliği için ABD ve İsrail'in hedefinde iki ülke kaldı BOP'un tamamlanabilmesi için,biri İran biri Türkiye. Şimdi İran'a saldıracakmış gibi duruyorlar.Ve bizi de ABD,İsrail/İran savaşında taraf olmaya zorluyorlar.Ekonomik sorunlardan ziyade seçimlerden sonra kapımızı çalacak en önemli problem bu bence.Tabii İran'a saldırması için 50-60 bin ABD ve İsrail Askeri'nin vatan topraklarında konuşlanmasına izin verirsek BOP yada BİP yada Arz-ı Mev-ud tamamlanmış demektir.Biliyorsunuz Arz-ı Mev-ud Yahudilerin büyük rüyası Nil ile Fırat arası kurmayı istedikleri Büyük İsrail İmparatorluğu.Biz bölgemizde komşularımızla dostluk içinde yaşamak zorundayız.Şayet emperyalist ülkelerin isteğiyle komşularımızla kötü olursak sonuçlarına da katlanmak zorundayız.Suriyelilerin,Iraklıların kaçabilecekleri bir Türkiye var ancak içten pazarlıklı Yahudilerin ve onların Emir Eri Amerika'nın olmaz isteklerine para için onay verirsek,her santimi şehit kanlarıyla sulanmış kutsal vatan topraklarının işgaline zemin hazırlamış oluruz.İşin kötüsü biz esir yaşayamayız,ya savaşırız ya ölürüz.
   Yukarıdaki bilgiler ışığında her kes tedbirini almalı diye düşünüyorum.Selam ve Saygılarımla.Halit Tükenmez
Not.Seçimlerden önce yazmıştım,yayınlamayı unutmuşum.Umarım faydalı olur.




Share on Google Plus

About HALİTT TÜKENMEZ

0 yorum:

Yorum Gönder