Kuyucak’ta vatandaşlar, Pamukören Jeotermal Santrali'nin çevreye ve bitkilere zarar verdiğini öne sürerek tepki gösterdi. Ağaçlarının ve insan sağlığının zarar gördüğünü savunan vatandaşlar, sistemin çevreye duyarsızca işletildiğini savunup tedbir alınmasını istedi.
Yetkililerin jeotermalden sağlanan geliri düşünerek, insan, hayvan ve bitki sağlığını hiçe saydıklarını iddia eden vatandaşlar, “Jeotermalden soğuduk. Bundan 10 yıl sonra burada ne tarla, bahçe kalır, ne de hastalıksız insan” diyerek isyan etti.
KANSERDE ARTIŞ İDDİASI
Kuyucak’ın Çobanisa Mahallesi’nde çiftçilikle uğraşan İrfan Ülkü, son yıllarda insanların sağlığını giderek kaybettiğini öne sürerek, “Pamukören’de kanser hastası insan sayısında yüzde 300 artış var. Jeotermal kuyuları en kuvvetli asitle, siyanürle temizleniyor. Temizlendikten sonra deşarj edilmiyor. Sonra rüzgar o asitli havayı bize getiriyor. Yağmur yağacak diye korkuyoruz. Buharlaşan kötü gazlar asit yağmuru olarak düşüyor. Eskiden yerde bulduğumuz otları yerdik. Şimdi sağlığından olmak istiyorsan yersin. Kuyuların yakınında 133 ağacım vardı, şimdi 90’a düştü. Yıl geçtikçe de elimizde bir şey kalmayacak. Buradaki insanların geçim kaynağı incir, zeytin. Jeotermalden kazanayım derken, çiftçi mağdur olmamalı" dedi.
EVLADI GİBİ BÜYÜTTÜĞÜ AĞAÇLARINI KESTİ
30 yıldır evladı gibi büyüttüğü 25 zeytin ağacını kuruduğu için kesmek zorunda kaldığını ifade eden Süleyman Göktaş ise, “Her yıl aynı bakımı uyguluyorum. Yıllar var ki, bir kere kuruduğunu bilmem zeytinlerin. Bu sene mahsulü topladığımda çok güzeldi. Sonra bahçeye yeniden geldiğimde ağaçlarımdan eser kalmadığını gördüm. Evladım ölmüş gibi üzüldüm, tüylerim diken diken oldu. Jeotermalden soğuduk. 10 yıl sonra burada ne tarla bahçemiz kalır, ne de sağlıklı insanımız. Köylüyle hukuki yollara başvurma noktasında anlaşamıyoruz. Kuruyan ağaçlarımı keserken neler hissettim, anlayamazlar. Birçok çiftçi arkadaşım aynı dertten muzdarip. Sesimizi duyuramıyoruz" ifadelerini kullandı.
KANSERDE ARTIŞ İDDİASI
Kuyucak’ın Çobanisa Mahallesi’nde çiftçilikle uğraşan İrfan Ülkü, son yıllarda insanların sağlığını giderek kaybettiğini öne sürerek, “Pamukören’de kanser hastası insan sayısında yüzde 300 artış var. Jeotermal kuyuları en kuvvetli asitle, siyanürle temizleniyor. Temizlendikten sonra deşarj edilmiyor. Sonra rüzgar o asitli havayı bize getiriyor. Yağmur yağacak diye korkuyoruz. Buharlaşan kötü gazlar asit yağmuru olarak düşüyor. Eskiden yerde bulduğumuz otları yerdik. Şimdi sağlığından olmak istiyorsan yersin. Kuyuların yakınında 133 ağacım vardı, şimdi 90’a düştü. Yıl geçtikçe de elimizde bir şey kalmayacak. Buradaki insanların geçim kaynağı incir, zeytin. Jeotermalden kazanayım derken, çiftçi mağdur olmamalı" dedi.
EVLADI GİBİ BÜYÜTTÜĞÜ AĞAÇLARINI KESTİ
30 yıldır evladı gibi büyüttüğü 25 zeytin ağacını kuruduğu için kesmek zorunda kaldığını ifade eden Süleyman Göktaş ise, “Her yıl aynı bakımı uyguluyorum. Yıllar var ki, bir kere kuruduğunu bilmem zeytinlerin. Bu sene mahsulü topladığımda çok güzeldi. Sonra bahçeye yeniden geldiğimde ağaçlarımdan eser kalmadığını gördüm. Evladım ölmüş gibi üzüldüm, tüylerim diken diken oldu. Jeotermalden soğuduk. 10 yıl sonra burada ne tarla bahçemiz kalır, ne de sağlıklı insanımız. Köylüyle hukuki yollara başvurma noktasında anlaşamıyoruz. Kuruyan ağaçlarımı keserken neler hissettim, anlayamazlar. Birçok çiftçi arkadaşım aynı dertten muzdarip. Sesimizi duyuramıyoruz" ifadelerini kullandı.
Ebru Gülsoy-Halit Tükenmez
0 yorum:
Yorum Gönder