Hışıroğlu: Küçük besi işletmeleri destek bekliyor


Kuyucak'ın Çobanisa Mahallesi'nde 23 yıldır ekmeğini hayvancılıktan kazanan Hışıroğlu ailesi, hayvancılığı meslek edinenlerin yaşadığı sıkıntılara değinerek küçük besihanelerin  büyüyememesindeki sebeplerden bahsetti.  
Kuyucak'ın Çobanisa Mahallesi'nde evlerinin bahçesine kurdukları büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan çiftliğiyle geçimini sağlayan Hüseyin, Mehmet ve Süleyman Hışıroğlu kardeşler, Türkiye'de hayvancılığa sağlanan desteğin besihane sahiplerini tatmin etmediğinden dert yandı. Hayvancılığı hobi olarak yapan büyük işletme sahiplerinin buzağı desteklerinden yararlandığını, küçük işletmelerin ise sahipsiz kalıp ahırları terk etmek zorunda kaldıklarını anlatan Hışıroğlu kardeşler, "Bu sistemde zengin daha çok zengin oluyor. Fakirse hala fakir kalıyor" dedi.
   
  Çiftliklerinde 65 koyun, 58 inek, 25 kaz, 15 kedi, 5 ördek, 5 köpek, 3 hindi, 3 bıldırcın, 2 keklik ve 1 de tavşan beslediklerini söyleyen Süleyman Hışıroğlu, "Hayvanları da, hayvancılığı da seviyoruz. Yıllardır bu işin içindeyiz. Ama her geçen gün girdilerdeki fiyat artışı bizi yıldırıyor. 58 büyükbaştan 25 tanesi süt veriyor. Hayvanlardan günde ortalama 400 litre süt alıyoruz. 3 farklı ırkta hayvanımız var. Holstein cinsi fazla süt verir. Montebello ve Montofon cinsi etçidir ve sütü yağlı olur. Ortalamaya dökünce inek başı 18 litre süt alıyoruz. ÖR-KOOP, sütün litresini 1 lira 6 kuruştan alıyor. Zamlı fiyata henüz tabi olmadık. Böyle bakınca gelir, güzel gibi görünüyor. Ama bir ineğin günlük masrafı hesap edilmiyor. 1 inek, besiciyi günde 17 lira zarara uğratıyor. Çünkü günde 25 kilogram slaj, 7 kilogram yem, 4 kilogram yonca, 1,5 kilogram da saman yiyor. Buna veteriner, elektrik ve işçilik gideri de eklenince yarardan çok zararı oluyor" dedi.
 
  Destekleme programlarının yetersizliğinden dem vuran işletmeci Hışıroğlu, "Küçük üreticilerde eskiden anne ineğe maddi destek sağlanırken, 2 senedir sadece buzağıya sağlanıyor. 4. ayını dolduran, aşıları tamamlanmış buzağılara devlet 300-450 lira gibi bir ödenek sağlıyor. Bu para ancak tohumlamalarını ve emdikleri sütü karşılar. Buzağı desteği almak isteyenler, 4 aydan önce buzağıları satamıyor. 50'den fazla büyükbaş hayvanın, sağım sistemin ve soğutma kazanın olacak ki, buzağıyı doğduğu gün satabilesin. Küçük işletmeler, bu konudan muzdarip. O sebepten, buzağı destekleri yeniden düzenlenmeli" diye konuştu.
 
  Küçük çiftlik sahiplerinin zarar etme sebebini, hayvancılığı hobi olarak yapan başka meslek sahiplerinin büyüyerek önlerine geçmesine bağlayan Hışıroğlu, bu husustaki düşüncelerini şöyle aktardı: "Her meslekten insan hayvancılığa merak sarıp çiftlik kuruyor. Zamanla oluşan kartelleşme sistemi, köylüyü bitirdi. Köylünün yarısı ahırları boşaltıp şehre iş aramaya gitti. Hibe programlarının şartları da çok ağır olduğu için maddi gücü zayıf olanlara hitap etmiyor. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'na (TKDK) destek için başvuran küçük işletmeler, onların sundukları modern şartları maddi olarak kaldıramıyor. Et ve hayvan ithalatı da yerli üreticiyi mağdur ediyor. Geçimini hayvandan sağlayan köylülerin desteklenmesi, büyük şirketlerin de fedakarlık etmesi gerek. Devlet küçüklere sahip çıkmalı ki daha ucuza, daha ekonomik ürün sağlanmalı. Tekelleşme önlenmeli. Çünkü köylü bu işi ölene kadar yapar ama başka meslek grupları zarar ettiğinde hayvancılığı bitirir. Bu işi hobi için yapanlar değil, asıl meslek edinenler desteklenmeli."

  Ebru Gülsoy-Halit Tükenmez
























Share on Google Plus

About HALİTT TÜKENMEZ

0 yorum:

Yorum Gönder